Helsinki Üniversitesi deniz çayırları araştırması! Deniz ekosistemi nefessiz kalabilir
Başak Nur GÖKÇAM
İklim değişikliğinin etkileri, küresel boyutta hem karadaki hem de denizdeki ekosistemi olumsuz etkiledi. Kahverengi deniz yosunları ve deniz çayırları da yaşanan değişimler nedeniyle tehlike altında olan canlılar arasında yer alıyor.
Bu konuda yapılan araştırmalar, iklim değişikliğinin küresel ölçekte kahverengi deniz yosunlarının ve deniz çayırlarının büyük ölçüde yeniden dağılımına yol açacağını gösteriyor. Tahmin edilen değişiklikler, deniz yosunları ve deniz çayırlarının kıyı ekosistemlerindeki temel rolü nedeniyle endişe verici ve iklim değişikliğinin deniz yaşamı üzerindeki yaygın etkileri olacağına işaret ediyor.
Helsinki Üniversitesi ve AB Ortak Araştırma Merkezi arasındaki iş birlikli bir çalışmada, araştırmacılar ilk kez kahverengi deniz yosunlarının ve deniz çayırlarının küresel ölçekte gelecekteki dağılımını modelledi. 2100 yılına kadar iklim değişikliğinin her iki grubun da küresel olarak önemli bir yeniden dağılımına yol açacağının öngörüldüğü çalışmaya göre; yerel çeşitlilikler ortalama yüzde 3-4 oranında azalacak, mevcut dağılımları da yüzde 5-6 oranında küçülecek. Ayrıca kahverengi deniz yosunları ve deniz çayırları için tercih edilen yaşam alanının da yüzde 78 ila yüzde 96 azalmaya uğrayacağı öngörülüyor.
Ciddi etkileri olabilir
Çalışmaya ilişkin açıklamada bulunan Helsinki Üniversitesi araştırmacısı ve çalışmanın baş yazarı Federica Manca, “Dünya çapında kıyı alanlarının habitat oluşturan makrofitler için önemli ölçüde daha az misafirperver hale geleceğini endişe verici buluyoruz, çünkü bunun küresel ölçekte kıyı ekosisteminin işleyişi üzerinde ciddi ve yaygın etkileri olabilir. İlginç bir şekilde, çeşitlilikteki küresel yüzdelik düşüşler deniz çayırları ve kahverengi makroalgler için benzer eğilimler gösterirken, bölgesel desenler iki grup arasında çarpıcı biçimde farklıdır” dedi.
Denizin akciğerleri
Üzerine binlerce araştırma ve çalışma yapılan, bilim insanlarının dilinden düşürmediği, deniz temalı projelerde sıklıkla dile getirilen deniz çayırları ve deniz yosunlarının neden önemli olduğuyla ilgili pek de bilgi sahibi değiliz maalesef. Geçtiğimiz günlerde Balıkesir Erdek’te plaj temizliği esnasında koruma altında olan deniz çayırlarının koparıldığı görüldü. Kepçelerle sökülen deniz çayırlarının, yosun zannedilerek koparıldığı gibi bir açıklama yapıldı. Yani özrün kabahatten büyük olduğu bir duruma tanık olduk. Dünyanın her yerinde korunan, denizdeki canlılara oksijen sağlayan deniz çayırları ve deniz yosunları, kıyı alanlarında önemli ekolojik ve sosyoekonomik hizmet sağlıyor, kıyı biyoçeşitliliğini, balıkçılığı destekliyor ve kıyı korumasını sağlıyor. Okyanus besin maddelerinin geri dönüşümüne katılarak, karbon tutulmasına ve iklim değişikliğinin azaltılmasına katkıda bulunuyor.
Coğrafi olarak heterojen dağılacaklar
Sonuçlar, bu habitat oluşturan deniz makrofitlerinin yeniden dağıtımının coğrafi olarak heterojen olacağını ve makrofit çeşitliliği ve habitat kaybının en şiddetli olacağı bölgeleri, örneğin kahverengi deniz yosunları için Güney Amerika’nın Pasifik kıyısı ve deniz çayırları için Avustralya kıyısını vurguluyor. Ayrıca araştırmacılar, Atlantik deniz yosunu Laminaria digitata gibi iklim değişikliğinden daha şiddetli etkilenecek makrofit türlerini tespit ettiler. Bulgular, hedef alanların ve türlerin korunması için belirlenmesine yardımcı olabileceğini ve potansiyel olarak iklim değişikliğinin etkisini tamponlayabileceğini gösteriyor.
Yaşam alanları dramatik bir şekilde kayboluyor
Çalışmanın sonuçlarına ilişkin açıklama yapan Helsinki Üniversitesi Küresel Değişim ve Koruma Grubu’ndan Dr. Mar Cabeza ise, “Bir diğer şaşırtıcı ve endişe verici sonuç ise hem makroalgler hem de deniz çayırları için son derece uygun yaşam alanlarının küresel çapta dramatik bir şekilde kaybolmasıdır. Dünya çapında kıyı bölgeleri, yaşam alanı oluşturan makrofitler için önemli ölçüde daha az misafirperver hale gelecektir” ifadelerinde bulundu.
Habitat oluşturan makrofitlerin yok olmasının, diğer türler üzerinde zincirleme etkilere yol açabileceğini belirten bilim insanları, bu durumun tüm ekosistemlerin bütünlüğünü tehlikeye atabileceğini ve insan toplumu için önemli olan ekolojik ve sosyoekonomik hizmetleri zayıflatabileceği uyarısında bulunuyorlar. Bu nedenle, habitat oluşturan türlerin dağılımındaki değişiklikleri tahmin etmek, iklim değişikliği etkileri konusunda farkındalığı artırmak ve buna göre koruma çabalarını teşvik etmek, gelecek için şart.
Kademeli etkilere yol açabilir
İklim değişikliğinin ekosistemler üzerinde derin etkilere sahip olabileceğini hatırlatan AB Ortak Araştırma Merkezi’nden Giovanni Strona, “Bulgularımız, doğal toplulukların çeşitliliği ve dayanıklılığında hızlı ve çoğunlukla zararlı değişikliklere yol açabileceğini bir kez daha doğruluyor. Aslında, habitat oluşturan makrofitler, ekolojik etkileşimlerin olağanüstü çeşitliliği yoluyla biyolojik çeşitliliği destekler. Bu nedenle, öngörülen kayıpları ve yeniden dağılımları, büyük olasılıkla birçok ilişkili türün yerel olarak yok olmasına yol açan öngörülemeyen kademeli etkilere yol açabilir” dedi.
200’den fazla tür incelendi
İklim değişikliğinin su bitkisi yaşam alanlarını ve bunların sağladığı hizmetleri ciddi şekilde tehdit etmesi nedeniyle, hem kahverengi deniz yosunlarının hem de deniz çayırlarının önümüzdeki on yıllarda değişen iklim koşullarına nasıl tepki vereceğini acilen anlamamız gerekiyor. Önceki çalışmalar, bu habitat oluşturan makrofitlerin gelecekteki dağılımını yalnızca bölgesel veya yerel ölçeklere ve sınırlı sayıda türe odaklanarak modellemiş olsa da, bu çalışma, iklim değişikliğinin küresel ölçekte 200’den fazla kahverengi deniz yosunu ve deniz çayırı türü üzerindeki etkilerine dair kapsamlı bir görüş sağlayan ilk çalışma olarak kayıtlara geçti.